okuma Okunma [5967]

NASIL OLSA OKUMAZSINIZ

NASIL OLSA OKUMAZSINIZ

 

NASIL OLSA OKUMAZSINIZ

Şerefli din kardeşlerim, bu cennet vatanımız ve cennet vatanımızın şerefli vatandaşlarına oyun oynayanların haddi hesabı belli değil.

Dileğimiz ve ümidimiz odur ki, Yüce rabbimiz ülkemizi yöneten siyasilerimize ticaret yapanlarımıza eğitimcilerimize camii lerimizde görev yapanlarımıza degahlarde ve medreselerimizde görev yapan tüm din kardeşlerimize başarı ile zafer nasip eylesin vatanımız ve milletimiz adına sayısız başarılara imza atmalarını nasip eylesin.

Oynanan bu oyunların en basitini söyleyeyim mesela Hz. İsa (as)nın doğum yıldömü adıyla şu yılbaşlarında içilen ve Müslüman evlatlarına içirilen şarap senenin tamamında içilen şarabın 2 katı kadar olduğunu istatistikçiler söylüyor.

 Aziz kardeşlerim bir peygamberin yıl dönümü Allah’a isyanla kutlanır mı? Daha doğrusu bir peygamber adına bu kadar sapıklık yapılır mı? Yâda bu sapıklığın doğruluğunu iddia edenlerin isyanlarına akıllı bir Müslüman evladı inanır mı? Aziz kardeşlerim aslında bu yılbaşı rezilliğini şaraplarla isyanlarla düzenleyenlerin kendileri de inanmıyorlar ama bizim din kardeşlerimizi aldatmak uyutmak amacı ile eğlenceler düzenleyerek bizim imanlı nesillerimizin imanlarını çalmaya ve sarho ederek onları davalarından habersiz yaşatmaya ve bu cennet vatanımızı ellerinden almaya çalışıyorlar.

Aziz kardeşlerim içtikleri şarapların faturalarını da yine bizim aziz milletimize ödetiyorlar.

 Yani bu faturaları çeşitli zamlarla ve vergilerle bize yansıyorlar.

Dikkat edin sözlerimi çok iyi anlayın. Bu ülke tam bir asırdır küfrün elinde dolayısıyla bu memlekette yüz yıldır bir asırdır tamamen merkez noktaları ellerine aldılar. Müslüman iş hayatına atılsa onu engellediler ilerletmediler. Eğitime atılsa ilerletmediler. Ticarete atılsa ilerletmediler. Bir makama gelse ilerletmediler. Onun başına birçok felaketler getirdiler.

Dolayısıyla bütün makamları, bütün yetkileri elinde tuttular. Gerek askerinde gerek polisinde gerek siyasetinde gerek ticaretinde bütün merkez noktaları aldılar. Aldıkları yetmediği gibi birde o merkez noktaların gelirini Avrupalı dostlarına akıtarak Avrupa’yı güçlü ülkemizde Avrupa’yı egemen ülkemizin vatandaşları ise Avrupa’ya hizmetçi sınıfına düşürüldü. Bu bilinçli olarak yapıldı.

Hatta oda yetmedi dışardan insan ithal ettiler bu memleketin evladına Almanya’ya Fransa’ya bilmem falana filana işçi olarak göç ettirmek zorunda bıraktılar.

Dolayısıyla memlekette yerlilerin nüfusu azaldı. Onların getirdiği inkârcıların nüfusu çoğaldı. Onlara iş garantisi verdiler fabrikalarda devlet memurluklarında oda yetmedi altlarına özel taksi verdiler özel evler yapıp teslim ettiler.

Ama bu memleketin evladı evsiz kaldı yemeksiz kaldı çareyi kâfirlerin memleketine hizmetçiliğe göç etmekte buldu. Tabi o kâfirlerin memleketine gidenlerin birçoğunun namaz gitti yavaş yavaş abdest gitti, oruç gitti, haç gitti, zekât gitti, derken birçoğunda da iman gitti. Kısacası imansızlara benzediler.

 Dolayısıyla Cenabıhak yine lütufta bulundu bu memleketin evladına bu memleketi yönetenlerin yıllardır tamamen dış odaklı olduklarını anladılar. Bu memleketin evladı tuttu bu memleketi bir asırdır yöneten haksızlara cephe aldı. Onlara oy vermedi. Müslüman bir gruba oy vererek onu ülkenin başına getirdi. O Müslüman durup ta ülkesini savundu ve ülkeyi dünyanın en gelişmiş ülkesi olmayı hedefledi.

Ama bu vatan hainleri de boş durmadılar makam verdikleri uşaklarına emir vererek her köşede bir fitne çıkarmaya çalıştılar, ama başarılı olamadılar, inşaallah hiçbir zaman o hainler vatanımızda bir daha hükümdar olamayacaklar.

Siyasetteki vatansever gayretli kardeşlerimiz bugün IMF denilen Avrupa sömürücülerine borcunu bitirdi. Borç yok. Yani artık Avrupalıya borçlu doğmuyor bizim çocuklarımız. Amerikalıya borçlu doğmuyor bizim çocuklarımız.

Aksine bizim çocuklarımızın şuanda bütçesi var. Bakın bazı kesimlere devlet maaş bağlıyor. Dün çocuk yapanlarla alay ediliyordu. Ama bugün bir başbakan çıkıp diyor ki dört tane çocuk istiyorum.

Bu ne demektir? Vatanında sen egemen olacaksın demektir. Kuvvet senin olacak demektir. Neslin ülkenin sahibi olacaktır. Ama dün çocuk doğuran hanımı bir takım soysuzlar köpeğe benzetiyorlardı.

O şahsiyetsizler köpekleri sevdirme politikasıyla köpekleri evlerine misafir ettirdiler.

Aziz kardeşlerim bizim köpeklerimiz vardı, elbetteki biz insan olarak hayvanları severiz ama bizim köpeklerimiz kapıda yabancı bir düşmanı haber vermek için beklerdi.

Bizim köpeklerimiz hayvanlarımızın etrafında hayvanlarımızı bekletmek için köpek beslerdik. Bizim köpek besleyişimizle bugünkü neslin köpek besleyişi arasında çok fark var. Biri evinde yatak odasında besliyor, ama evladını öpmeyi beceremeyenler köpek beslemeyi marifet zannediyorlar.

Öyle bir zihniyetin başına Cenabıhak gerçekleri bu millete teşhil edecek bir idareye getirdi. Dolayısıyla ülkenin yararına birçok kanunlar çıkarıldı. Fakat küfür durmuyor ki küfür sana aferin mi diyecek? Aferin sen bu memleketi iyi idare ediyorsun helal olsun mu diyecek? Demedi de.

Bu defa ne yapalım? Dikkat edin bir asırdır fasıklar bu memleketin islam cemaatlarının başlarına yavaş yavaş kendi zihniyetinden olanları getirdi bu sistemin adamları nerede cemaat büyümüşse o büyük zemaatlerinin içlerine sızarak sinsi emellerini gerçekleştirmek üzere harekete geçtiler ve bir hayli ilerlediler tıpkı ergenekoncular gibi.

Bakın dikkat edin devleti satanlar, milleti satanlar bu memleketi koruyacağına yemin edip memleketi on kuruşluk İsrail’e satan silahlı kuvvetlerinin başında dinini milletini vatanını beklemeye yemin edenler nasıl Amerikan ajanı çıktıysa onlar nasıl temizlenip ayıklandıysa bugün cemaatların içerisindeki cemaatten olmayan bu zihniyet seçilmeye durmuştur şu anda. Aslında bu bir kuvvettir. Yani Müslümanların lehinedir aleyhine değildir.

Yani Müslüman cemaatle Müslümanı karşı karşıya getirmeye çalışan küfür ehlinin tuzağıdır bunlar. Bunlar kıyamete kadar olacak dikkat edin peygamberimizin cemaatinden uhud savaşına yedi yüz asker çıkıyor. Yedi yüz silahlı asker fakat peygamberimizin cemaatinden Abdullah bin übeyy kim bu adam biliyor musunuz?

Bugün bu adam münafıkların başı olarak tanınıyor. Fakat o gün öyle değildi. O gün peygamberimiz camiye gelirken mescide her gelişinde ayağa kalkıyordu askerlerin komutlarına tekmil vermesi gibi bu gelen Allah’ın resulü Abdul muhtelifin torunu Abdullah’ın oğlu Amine'den doğma âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed Musdafa’dır diyerek her vakit namazda bu künyeyi okuyor ve ashaba Allah Rasulünü takdim ediyordu.

Sahabe bu kişiyi Hz. Ebubekir Hz. Ömer Hz. Osman ve Hz. Ali (ra) efendilerimiz gibi Allah rasulüne yakın biri olarak tanıyordu. Dikkat ediniz bu kişi uhud savaşında savaşa çıkan nice gönüllü kahramanların savaştan geri dönmesine ve islam ordusunun ikiliğe düşmesine ve bölünmesine sebep olmuştur. Abdullah bin Ubeyy denilen o fasık dediki ey Müslümanlar Muhammed delirmiş karşısında on bin kişilik bir ordu var sizin sayınız bin kişiye bile çıkmıyor siz delirdiniz mi? Vallahi benim ölmeye niyetim yok ben dönüyorum dedi. Bakınız kardeşlerim bir peygamber cemaatine(meclisine) ashabenin içerisine ajan ajan girecekte bir Feytullah hocanın meclisine mi ajan giremeyecek?

Mahmut efendinin cemaatine mi ajan giremeyecek? Adıyaman cemaatine mi ajan giremeyecek? Dikkat edin sözlerime şimdi peygamber meclisi peygambere en yakın olarak tanınan bir insan ve yine fitneyi çıkaran yine o insan, aynı şekilde dikkat edin cemaatlerin küfür ehlinin baskısından faydalanan ehli küfür cemaatleri sindirmekle kalmadı, susmadı o cemaatlerin başına kendinden olan birini gönderdi. Hem de bunlar cemaat liderlerine çok itaatli olarak geldi. Elini ayağını öperek geldiler.

Onun için bakın Allah dostları yalakaları hiç sevmemiştir. Böyle kendinin elini ayağını öpenleri hiç sevmez Allah dostları. Hiç bunlara yüz vermez. Çünkü Müslüman ayak öpmez. Müslüman edepli olur bir büyüğünün elini öper Allah için onun gönlünü yapmak için. Ama bunu yağcılığa götürmez. Bir Allah adamıda buna müsaade etmez. İşte bakın dikkat edin dün Mahmut Efendi cemaatinden nice fitneler çıkardılar adamı caminin içinde yüzlerce kişinin içinde çekti vurdular, yetmedi tuttular başka bir hocayı vurdular yetmedi, o cemaatin başına kendinden olanları gönderdiler. Bugün cemaat perişan oldu. Mahmut efendiyi sevenler maalesef Mahmut efendiyi göremiyorlar ve onun maneviyatından faydalanıp aydınlanamıyorlar ve böylece cemmatin huzurunu bozzmuş, şuursuzlaştırmış krndilerinr benzetmiş oluyorlar. Maalesef bu gerçekten haberi olan kişilerin saıları çok az kaldı. 

Ya sen bir şeyhten ders alıyorsun ama birileri şeyhin etrafını çevirmiş mürüdü yani hak talibini hak ehli ile görüştürmüyor dostu dosttan ayırıyor. Allah aşkına söyleyin bakalım şeyhin kapısını müride kapatanlardan başka bir düşmana ihtiyaç varmı?

Hâlbuki şeyh efendiden ders alan kişi ders alırken diyor ki, ben senden Rasullulahı tanımaya geldim, Rasulullah ahlakını öğrenmeye geldim, Rasullulah kelamını duymaya geldim, onun hayatını senden görmeye geldim, ders veren şeyh efendi de diyor ki, sen beni izle ve gel sözümüzden sohbetimizden hayatımızdan bu hakikati öğren.

Ama bizden olmayan birileri kapıya dikiliyor diyor ki, efendi hazretleri ile görüşemessin.

Dikkat edin işte bunlar bizden değildir. Yani Allah adamlarını abluka altına alanlar bizden değildir.

Dikkat ediniz Allah adamlarının düşmanı olmaz. Allah adamlarının düşmanı yalınız kâfirlerdir.

Allah adamlarını dervişlerden değil Allah adamını kâfirlerden korumanız gerekir. Allah adamına Müslümanlar hayrandır âşıktır, müminler Allah adamlarına hayrandırlar, ona asla zarar vermezler.

Ama dervişle mürşid arasına yasak koyanlar yanlarına Allah düşmanı gelince dostu düşmana teslim ediyorlar ve Allah düşmanlarına asla yasak koymuyorlar. Öyle ise kardeşlerim uyanık olalım fasıkların fıskını ariflrin hilmini birbirine karıştırmayalım. 

 Her akşam yatmadan hem şahsınızın Hemde öüslümanların uyanması niyyeti ile bir Yasin’i şerif okuyun olur mu? Her akşam ama şöyle deyin Allah’ım Habibin Yasin Kur’an-ın kalbi buyurdu ben bunun sırrını bilmiyorum amma Allah’ım şu surede tecelli kılmak istediğin sırları ümmet üzerinde tecelli eyle.

 

      Kur’an, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir.36/ 5-6

Bakın uyutulmuş diyor uyumuş demiyor. Hani bir insan kendi uyursa uyanır ama biz uyutulduk neyle dedelerimiz korkuyla uyutuldu Allah dersen kellen gidecek dediler. Kur’an okursan kellen gidecek dediler, korkuttular. Ama bizim dedelerimiz kellesini verdi ama babalarımız aç kaldı susuz kaldı korkusundan takkesini çıkardı sakalını kesti ekmek parası kazanmaya çalıştı.

Dolayısıyla bizimde imanlarımız zayıfladı. Öyleyse rabbim diyor ki; Ey kullarım bu Kur’an-ı uyanmak için okuyun. Uyutulmuşları ve uyumuşları uyandırmak için okuyun.

Öyleyse diyelim ki ya rabbi şu indirdiğin Yasin hürmetine uyuyan müminlerin Müslümanların uyanmasını nasip eyle. Âlemlere rahmet olarak gönderdiğin habibinin nurunu tecellisini bu memlekete ihsan eyle. Hikmet dolu Kur’an-ın hürmetine ya rabbi ehli küfrü kahreyle.

Okuyun kardeşim, okuyun bilenlerin aşkına okuyun. Ben bilmiyorum ama Allah’ım bilenlerin aşkına okuduğum şu ayetleri ehli küfre bir kılıç ehli imana kalkan eyle.

Ehli imanın imanına kuvvet eyle. Yani bu duygularla okursanız işte o zaman Kur’an okumuş olursunuz.

Ama böyle bir arzu yok ben okuyup sevap alacam demeyin. Kardeşlerim sevap amelin gölgesidir. Gölgenin insandan ayrılmadığı gibi sevapta amelden ayrılmaz korkmayı. Allah cimri değil sevabı Allah’ın hazinesine bırakın, uyanmaya talip olun, Kur’an’ın hikmetine talip olun, rahmetine talip olun.

Etmeyin kardeşim sizin faydalanmadığınız Kurandan akrabanız fayda göremez.  Önce siz faydalanacaksınız sonra çevrenizdekiler faydalanacaklar.

Kardeşim önce okuduğun Kur’an seni uyandıracak, sana rahmet getirecek, sonra senin uyanman hürmetine rabbim senin salih amelin üzerine anneni babanı sevdiklerini mağfiret edecek. O zaman Kur’an’ın şefaati tecelli eder. Sende kurtarırsın anan babanda kurtarır. Neslinde kurtarır.

         Ama biz Kur’an okumayı unuttuk. Elhamdülilahi rabil âlemin minel cinneti vennas. Ben hatim ettim. Etmeyin kardeşim yapmayın bu Kur’an uyanma kitabı, uyandırma kitabı, küfür ile imanı tanıma kitabı ki, Efendimiz buyuruyor hadisi şerifte

Kur’an-ı kerimde bir sure var onu bir kere okuyan Kur’an’ın tamamını okumuş olur. Evet Kur’an-ı kerimde bir sure var o sureyi bir kere okuyan Kur’an’ın tamamını okumuş olur. O sure hangisidir ya rasulallah diye sorduklarına kafirun suresidir buyuruyor.

Yani ne demektir küfür ile imanı seçen Kur’an-ı anlamış olur kardeşlerim niçin anlamak istemiyorsunuz!

 Zaten kuranın geliş amacı da budur. Küfür ile imanı hayır ile şerri seçmek, doğruyu bulmaktır. Sende doğrular dan olacaksın cennete gireceksin. Bu kadar basit yine hadisi şerif devam ediyor.

Kuranı kerimde bir sure var ki; kim onu iki kere okursa Kur’an’ın yarsını okumuş olur. O sure hangisidir ya rasullah? Zirzal suresidir buyurdu. Hani yeryüzünün sarsılmasından bahsediyor. Yani Allah’ın kudretinden bahsediyor. Kim Allahın kudret kuvvetini kısmen kavrarsa kısmen dedim doğru duydunuz! Niye tamamen demedim çünkü Allah’ın kudretini tamamen kavramak hiçbir aklın karı değildir. Onun kudretini kısmen yani dünyadaki tecelli eden kudretini kavrayan anlayan Kur’an’ın yarısını okumuş ve anlamış gibi olur.

Hadisi şerifin son cümlesi Kur’an-ı kerimde öyle bir sure var ki; kim onu üç kere okursa Kur’an-ı kerimi hatim etmiş olur. Neydi o sure ihlas suresi.

Yani Allah’ın birliğinden, kudret ve kuvvetinden tüm ekliklikten uzak olduğunu ve yine her şeyin ve ayrı, ayrı her varlığın ona muhtaç olduğunu hiçbir şeyin (hayalin, düşüncenin) ona zat ve sıfatlarına denk olmadığını kullarına ikramının sonsuzluğunu idrak ile tasdik edenlerin Kuranın üçte birini anladıklarını ve anlaya bileceklerin beyan etmiş oluyor.

 

Güzel kardeşlerim, anlayışınız Kur’an’a

Yaşayışını Hz. Rasulullaha benzesin!

Her iki cihanda yüzünüz gülsün

Dilinizden konuşan efendimiz olsun!